Doğumunun 100. Yılında Cemal Nadir ve Salamon
Doğumunun 100.Yılında Cemal Nadir ve Salamon

Karikatürcüler Derneği, modern anlamdaki Türk karikatürünün kurucusu ve 50 kuşağının öncüsü olarak anılan Cemal Nadir Güler’in doğumunun 100. yılı nedeniyle, 2002 yılını Cemal Nadir yılı olarak ilan etti. Geçenlerde düzenlenen bir törenle de karikatür sanatçısı Oğuz Aral’a “Cemal Nadir Onur Ödülü” verildi.

Bu büyük ödül için Oğuz Aral’ın seçilmesi tesadüfi değildi. Bilindiği gibi 70’li yıllarda yarattığı Gırgır ekolüyle Aral, karikatür sanatının geniş kitlelere ve özellikle gençlere yayılmasını sağlamış, yapıtlarını günümüz Leman ve benzeri dergilerde gördüğümüz genç yeteneklerin ortaya çıkmasında büyük pay sahibi olmuştu.

45 yıllık kısa yaşamının 20 yılını karikatürle dolu dolu geçiren Cemal Nadir de karikatürü geniş kitlelere sevdirmiş, gençlere örnek olmuş, Türk basınını editoryal karikatürle tanıştırmıştır. Üstat, yaşamını gazete karikatürü çizerek sürdüren profesyonel anlamdaki ilk Türk karikatürcüsüdür.

 

Yaşadığı kısa dönemin (1902 – 1947) siyasi çalkantılarını düşünecek olursak, Cemal Nadir gibi bir karikatürcünün konu sıkıntısı çekmiş olduğunu söylemek mümkün değildir. Buna karşın, aynı dönemde, akla gelen her fikrin özgürce ifade edilebildiğini iddia etmek de mantık dışıdır. Bu nedenle, özellikle 1930-40 döneminde siyasi ve sosyal olayları irdelemek isteyen karikatürcünün vazgeçilmez sembolü, ‘Batı’nın da büyük etkisiyle, Yahudi tiplemesi olmuştur.

Kambur duruşu, kocaman karga burnunun üzerindeki gözlükleri, patlak gözleri, kızıl saçları, keçi sakalı ve siyah melon şapkasıyla Salamon, “Karikatür Dergisi”nin vazgeçilmez elemanlarındandır. Yazları Büyükada’ya gider, paraya tapar, vatanı yoktur, doğru dürüst Türkçe konuşamaz ama yabancı dilleri bilir, cimridir, korkaktır, bütün bunlar yetmezmiş gibi, pistir! Sudan sabundan nefret eder!...

Genellikle Ramiz’in çizgilerinde görülen, fakat dönem karikatürcülerinin de çizmekten kaçınmadıkları bu ‘Salamon’ tiplemesi buram buram antisemitizm kokar. Yahudi düşmanlığını tabana yayma amacını güder. Duruma göre kâh gaddar kapitalisttir, kâh vatansız komünist...

 

Cemal Nadir’e dönecek olursak, yarattığı Amcabey, Ak ile Kara, Dalkavuk gibi unutulmaz karakterlerin arasında Salamon tiplemesini de görürüz. Ne var ki Salamon, Cemal Nadir’in hayat verdiği tiplemelerin içinde günümüze en az yansıyanıdır. Gerek Hilmi Yücebaş’ın Cemal Nadir biyografisinde, gerekse Kamil Yavuz’un “Cemal Nadir Sokağı” adlı derlemesinde Salamon’un adı anılsa dahi, çizgi bant tarzındaki karikatür örneklerine rastlanmaz. Zaten üstadın Salamon tiplemesi de dönemin karikatürcülerininkinden farklıdır; siyah takkesi, çember sakalı ve kara cüppesiyle dindar ve bilgedir, Karagöz ile Hacivat’ın temel komiklerinden, ‘Eskici Yahudi’yi andırır.

Bu ‘Salamon’ cimridir, cesaretten yoksundur, iyi Türkçe konuşamaz ama benzerlerine kıyasla daha sempatiktir. Öğretmek yaşam tarzıdır; oğlunu eğitirken pratik zekâ örnekleri gösterir.

30’lu yılların devletten de destek bulan ırkçı-milliyetçi politik havası göz önüne alındığında, Cemal Nadir’in Salamon’unun emsallerine göre zemzem suyuyla yıkanmış kadar saf kaldığı gözlenir. Nadir’in esprileri ırkçılığın sınırlarına kadar dayanır ama kasıtlı bir Yahudi düşmanlığı içermez. Oysa aynı dönemde Nazizm, Almanya’dan tüm dünyaya yayılmakta ve Nazi hayranlığı Türkiye’de de doruğa çıkmaktadır. Cemal Nadir ise karikatürleriyle savaşa ve Nazizme karşı çıkma cesaretini gösteren nadir çizerlerin başını çeker.

 

Bu haliyle Cemal Nadir’in Salamon’u, kanımca Karikatür Dergisi’nin kapaklarını süsleyen kardeşlerinden farklıdır. Ramiz’inki Yahudileri ne kadar küçük düşürücüyse, Cemal Nadir’inki (o döneme göre) masum bir mizah ile yüklüdür, Karagöz’ün tiplerinden biridir sanki, komiktir yani.

 
Bu noktada bir benzetme yapmaktan kendimi alamıyorum; 1930’ların Salamonları arasındaki bu belirgin farkı ne yazık ki günümüz medyasında algılıyorum. Meğer Salamon’u, içlerindeki antisemitizm zehrini dışarıya akıtmak için alet eden 30’lu yılların yazar ve çizerleri, bugün Yahudi düşmanlığını bilinçli bir şekilde “İsrail ve savaş karşıtlığı” kisvesi altında kusmak için fırsat bilen kimi “sözde” aydınlarımıza ne kadar benziyormuş!

Öte yandan, Cemal Nadir’e çizdiği az sayıdaki Salamon karikatüründen dolayı antisemit yaftasını takanları da, bugün okudukları her savaş karşıtı eleştiri yazısında bir Yahudi düşmanlığı unsuru arayan kimi dostlara benzetmekten de kendimi alamıyorum.

100. doğum yılın kutlu olsun Üstat! Dünya hep o bildiğin dünya, savaş hep o bildiğin...

Karikatürler Kamil Yavuz’un koleksiyonundan alınmıştır.